Connect with us

GÖRÜŞ/RÖPORTAJ

Sürücü: Tek Adam Rejimiyle Ne Türkiye’nin, Ne de Urfa’nın sorunlarını çözebiliriz…

Published

on

Röportaj: Şanlıurfa/RIHA HDP Milletvekili Ayşe Sürücü

Merhaba siz Şanlıurfa’nın en çok çalışan milletvekili olarak görüyoruz. Sürekli halkın içindesiniz. Halk size neler anlatıyor? Halk en çok neden şikayetçi?

Urfa’da hızla derinleşen büyük bir yoksulluk ve devlet kurumlarının bu noktada yeterli bir bütçe oluşturamaması göze çarpan en büyük eksiklik.
İşsizlik, eğitim, sağlık…

Tabi bir de Dedaş sorunu var, faturalandırma ve uygulamalarında ciddi sıkıntılar mevcut. Halk, esnaf, çiftçi bu durumdan son derece rahatsız ve mağdur. Dedaş’ın kamulaştırılması için kanun teklifi verdik ancak iktidardan yana olumlu bir cevap almadık. Yani halkımızın bize aktardığı sorunları çözüm noktasında gerek soru önergeleri, gerek Genel Kurul kürsüsünden biz de Meclis gündemine taşıyoruz ve çözümü için halkımızın sesi olmaya çalışıyoruz.

Siz halkın şikayetlerini zaman zaman Meclise taşıyorsunuz? Mecliste yaptığınız konuşmalara iktidar kanadından sahip çıkan oluyor mu? Mesela AKPARTİ’den MV olan Şanlıurfa MVleri size ulaşıp, gelin hep beraber bu soruna çözüm bulalım diyorlar mı?

İşte demokrasi tam da bunun için varken, bugüne kadar özellikle iktidar partisinden hiçbir şekilde Urfa’nın bir sorunu dile getirilirken destek veya bu sorunu çözmeye yönelik bir adım atılmamıştır. Oysa ki Urfa bunu hak etmiyor. Esas olan Urfa’daki halkın ihtiyaçları ve talepleridir. Ancak iktidar kanadından böyle bir destek görmedik. Siyasete de yakışan bu değildir. Siyasetin amacı birbirimize bilenmek değil, halkın sorunlarına ortak akılla çözüm bulabilmektir. Maalesef AKP iktidarı ortak akıl pratiğini ortadan kaldırmış, Urfa’daki en ufak sorunun çözümünü tartışmak için bile Ankara’ya baklılıyor. Bizim 2020’de bunları aşmış olmamız gerekiyor. Biz Ankara’ya halkımızın sorunlarına çözüm bulmak için gidiyoruz, birbirimizle kavga etmek için değil, fakat AKP’nin önceliği halk olmaktan çıkmış, milletvekillerinin görevini Cumhurbaşkanını memnun etmeye indirgemiştir.

Siz Şanlıurfa’da en önemli muhalefet partisisiniz, fakat bir kitle partisi olmakta zorlanıyorsunuz? HDP neden Urfa’da birinci parti değil?

HDP, tabii ki kitle partisidir ve Meclisin 3. Büyük partisi.
Hem de devletin tüm imkanları toplumsal çalışmalarımızı engellemek için kullanılmasına rağmen bölünmeden istikrarla ilerleyen tek partiyiz. Urfa’da öncelikle toplu veya paket oy kullanımını engellememiz gerekiyor. Kişisel irade özgür durumda değil, bunu tüm Urfa biliyor. Kitle hali olma konusunda da bir parantez açmak gerekirse Urfa’da 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne bile saldırı yapıldı. Onlarca kişi gözaltına alınıp haklarında soruşturma açıldı. Halkın toplanmasını engelleyen, davalar açan, anayasal haklarını askıya alan bir anlayış var. Biz tam da bu anlayışla savaşıyoruz. Sonuç olarak dediğim gibi Urfa’da 2. , Türkiye’de 3. siyasi partiyiz. Hangi kuram üzerinden “kitle partisi olmadığımız” savunuluyor? Bunu söyleyenler partimizin üzerindeki baskılara bir baksınlar. Partimiz il ve ilçe yönetimlerimiz ve halkımız üzerindeki baskılar hangi partiye uygulansaydı o partinin tabelası bile asılı kalamazdı. Ama tüm baskılara rağmen halkımızla birlikte mücadelemize devam ediyoruz. Tek amacımız, ifade özgürlüğünden, sofraya gelen ekmeğe kadar, halkımızın insan onuruna yakışır bir yaşam sürdürebilmesini sağlamaktır. Yapmış olduğumuz mahalle ve esnaf ziyaretlerinde AKP’nin baskıcı politikalarına AKP’li seçmenin bile karşı çıktığını görüyoruz. AKP’nin topluma dayattığı tekçi politikalar ellerinde patlıyor. İlk seçimde partimizin Şanlıurfa’da önemli bir başarı elde edeceğine inanıyoruz.

Urfalı seçmenle çok iç içeyim, bana sürekli şikayetler geliyor. Genç kesimi özellikle yokluyorum, “Sizin görüşleriniz HDP ile paralellik arz ediyor, siz neden HDPde siyaset yapmıyorsunuz diye?” Aldığım cevap şu: HDP de şikayet yapılmaz, çünkü özgür düşünme kabiliyetinizi elinizden alıyorlar diyorlar. Gerçekten HDPde böyle 1 kültür mü var?

Partimizde Özgür irade esastır. Açıkçası bu biraz sübjektif bir görüş. Çünkü ; bizim iktidardan en çok baskı gördüğümüz alan düşünce özgürlüğüdür. Böyle bir ironi dahi söz konusu olamaz. Gençlik yapımıza yapılan operasyonlar, kaçırılmalar ortadayken gençler nasıl özgürce parti binasına girip çıksın? Gençler parti binamiza gelmelerini HDP’nin politikaları, yaklaşımı değil, AKP engelliyor. Fakat gençler bizim parti binamiza gelmese de, bizimle birlikte olduklarını biliyoruz. Seçim dönemlerinde partimizde görülen sinerji bunun en açık örneği.
Ama şunu da belirtelim, bütün bu olanlara rağmen gençler HDP’ye üye olmaya devam ediyor. Çünkü genç başladık ve genç başaracağız… Gençlerle birlikte…

Bu kesimin temel şikayeti şu: HDP hala bir Apocular partisi, Apocuların hegemenyosunda işliyor, Ben Apo’yu savunmak için değil, halkın sorunlarına çözüm bulmak için siyasete girmek istiyorum. Siz bu seçmen kitlesine ne demek istersiniz?

Ülkede özgür düşünce diye bir şey kalmadı. Siyasetçi, akademisyen, gazeteci binlerce insan düşüncelerinden dolayı cezaevlerine dolduruldu. Ve her gün partimize karşı yapılan siyasi operasyonlarla uyanıyoruz. İktidarın güdümüne aldığı yandaş medyanın da etkisiyle Partimiz kriminalize edilmeye çalışılıyor. Tek adam rejimi, siyasi darbe ve kayyım siyasetiyle ülke yönetiliyor.

Bakın, 2019. 31 Mart Seçimlerinin ertesi günü, yani 1 Nisan’da Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanımız sayın Ahmet Türk’ün yerine kayyim ataması yapılması için Mardin Valiliği İçişleri Bakanlığına dilekçe sunmuştur. Kayyim hemen atanacaktı ancak araya İstanbul seçimlerinin yenilenmesi girince, bu karar ertelendi. Ve 19 Ağustos 2019 da Mardin, Van ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyelerine kayyim atanarak irade gaspı tekrardan 2. kez devreye girdi.

Yine en yakın bir örnek de, Suruç halkının iradesiyle seçilen Suruç Belediye Eşbaşkanı sayın Hatice Çevik’tır . Soruyoruz! Hatice Başkan suç teşkil edecek ne yapmıştı?
Hangi gerekçeyle tutuklatılıp, yerine kayyım atandı? Zaten Hatice Başkan ilk mahkemede tahliye edildi. Çünkü hiçbir suç ve gerekçe yoktu. İktidar sandıkta kazanamıyor ve bu sefer halkın iradesini gasp ediyor. Bir kesim halkımızın iktidarın yarattığı bu algıdan çıkıp sorgulayan bir noktada olması gerekiyor.

Bu coğrafyada Kürt meselesi çözülmeden ekonominin, demokrasinin ve ferah yaşamın onu açılamaz. Bunu devlet de çok iyi biliyor.

Bir bütün olarak Kürt Halkının hak ve kimlik mücadelesi kadar, Türkiye’nin demokratikleşmesi noktasında da ısrarcıyız.Türkiye’de yaşayan tüm kesimleri, ezilenleri, azınlıkları yani hiç kimseyi, hiç bir ırkı, dili, inancı ötekileştirmeden, dişlamadan, kucaklayan bir partiyiz, tüm halkların sorunlarıyla ilgilenen ve ilgili çözüm önerilerini dile getiriyoruz.

Devletin bünyesinde açılmış bir bankaya para yatırdı diye ihraç edilen yurttaştan binlerce KHK’lıya, açlıktan intihar eden Samsun’daki yurttaşa, Türkiye’nin dört bir yanında atanmayan binlerce eğitimciden, her gün farklı bir şehirde katledilen kadınlara, Soma’daki maden işçilerinden, madde bağımlılığı içinde can çekişen gençlere, Sular altında bırakılan tarihi Hasankeyf’ten, Kazdağlarına, Karadeniz’deki Cerattepe ye kadar hepsi bizim sorunumuzdur ve gündemimizdedir, Çünkü biz Türkiye partisiyiz…

HDP bu kesimi kazanmak için neler yapabilir, neler yapmalı?

Şu an ülkede varolan yandaş medya üzerinde yalan yanlış bilgilerle toplumda bir algı yaratılmak isteniyor, öncelikle gençliğin ülke gidişatını iktidarı sorgulaması lazım.
Tüm kesimlerle dirsek temaslarımız var, fakat görüştüğümüz tüm kesimler İktidarın baskısı altına alınmak isteniyor. İşçiler, gençler , kadınlar, emekçiler, meslek örgütleri tüm kesimlere durmadan baskı uygulayan bir iktidara rağmen bizler tüm kesimlerle diyalog içindeyiz. Buna devam edeceğiz, Urfa’nın ve bu ülkenin buna çok ihtiyacı var. Bu kesime diyeceğimiz şey şu: Gelin şikayet ettiğiniz konuların çözümüne katkı şunun, ülkeyi bu karanlık dönemden hep beraber kurtaralım.

Ufukta 1 erken seçim var, hemen hemen bütün teşkilatlarınız iktidar tarafından hapse atılmış durumda. Bu erken seçime nasıl hazırlanıyorsunuz?

Evet, dediğiniz gibi halkın seçilmiş iradesi olan arkadaşlarımız, yöneticilerimiz, kadın ve gençlik meclisi üyelerimiz tutuklanıyor, son bir hafta içinde yaklaşık bin partili arkadaşlarımız gözaltına alındı, fakat yerlerine daha güçlü bir şekilde halk yönetimlerimize dahil oluyor. Daha önce de iktidar yaptığı kumpas operasyonlarıyla KCK adı altında binlerce arkadaşımızı tutuklamıştı. İl ve ilçe yönetimlerimiz boşaltıldı partimiz bitirilmek istendi. Ama o süreçten çok daha güçlü çıkıp, ülkenin 3. Büyük partisi olduk.

Zaten iktidarı sıkıştıran da HDP’ye sahip çıkan halkın çelikten iradesidir. Biz gücümüzü halktan alıyoruz, HDP’yi koruyan halk iradesidir.

AKP’li Kürt seçmen artık AKPden umudunuz kesmiş, ama HDPye de göz kırpmıyorlar, daha çok yeni partilere yöneliyorlar. HDP bu seçmeni kazanmak için nerede hata yapıyor?

Bu görüşlere pek katılmıyorum, Urfa’nın 2. Büyük Partisi olarak , Akp’den kopacak olan seçmenin ilk durağı partimiz HDP olacağını düşünüyorum. Bu durum ilk erken seçimde de görülecektir. Bunu demokratik ekolojik kadın özgürlükçü paradigmamızla başaracağız. Halk biliyor ki başkaları müteahhitlerin ceplerini doldurmakla meşgulken biz vatandaşın sofrasındaki ekmeği büyütmekle meşguldük. Şanlıurfa’da birinci parti olacağız, çünkü halk AKP’nin HDP yi şeytanlaştırma politikalarının içinin boş olduğunu görüyor.

Son olarak Urfalı seçmene neler söylemek istersiniz?

Urfalı seçmenin yıllardır yaptıkları tercihlerin pratiği ortadadır. İktidar partisi Urfa’da son derece halktan kopuk durumda… Mevsimlik tarım işçilerin sorunları, işsizlik, tarım, Yoksulluk, ekonomik yetersizlik, sağlık, eğitim , enerji, altyapı sorunları olduğu gibi duruyor.
Urfa’daki Kürt, Arap, Türkmen, Alevi, Ezidi, Ermeni ve tüm halklarımız bizim için eşit yurttaşlarımızdır.Hepsinin haklarını savunuyor, sorunlarını gündeme getirip çözüm noktasında çabalıyoruz..

Daha iyi bir yaşamın koşullarının oluşması, yaşanılabilir bir ülke, şehir ve yaşam için halkımızın haklarını savunuyor ve bu temelde mücadelemize devam edeceğimizi belirtiyor ve tüm halkımızı bir kez daha sevgiyle selamlıyorum.


HDP URFA/RIHA Milletvekili Ayşe SÜRÜCÜ