Connect with us

YAZARLAR

Kadınlar…

Published

on

Serhat Gerger


8 Mart Dünya Kadınlar günü için yazılacak her söz, kurulacak her cümle yetersiz kalacaktır.

Neşet Ertaş’ın dediği gibi “Kadınlar insandır, biz insanoğlu” ; ama gerçekler ise 21.yüzyıla geldiğimiz bu dönemde bırakın eşit olmayı, şort giydiği, gece dışarı çıktığı için tecavüze ve tacize uğramamak, sevildikleri için öldürülmemek, sadece ve sadece
hayatta kalabilmek istegiyle ülkede yaşıyor kadınlarımız.

Kadın cinayetleri, son 7 yılda %1400 artmış durumda. Bunun önüne geçemeyen siyasi bir iktidarın artık sorgulanması gerekmektedir.Bu acı tabloya tabii ki adım adım geldik: Önce kadından sorumlu bakanlık kaldırıldı, ardından 4+4+4 ile kız çoçukları okuldan uzaklaştırıldı. Bu süreçte 230 bin kız, çocuk yaşta evlendirildi. Kadın işsizlik oranı, %37 ‘e yükseldi ve en sonunda İstanbul Sözleşmesi tartışılır hale getirildi. Bunlar olurken tecavüze uğrayan bir çocuk “kendi isteği ile ilişkiye girdi.” damgası yedi bu ülkede. “Tecavüze uğrasan da doğuracaksın bebeği, sen bakmazsan devlet bakar“ dendi, hem de utanmadan söylendi bu söz!.

Mahkemelerde kırmızı ruj tahrik sebebi sayıldı; çünkü kırmızı, davetkar bir renkti kör beyinler için. ”Kadınlar, kahkaha atmamalı; iffetli olmalı.“ dendi devletin en üst makamlarında. Yetmedi, işsizliğin nedeni kadınlardır diye seslendiler halka.

Türkiye’de Kadınlar Günü kutlanmaz! Türkiye’de kadın yoktur, bayan vardır.
Kadın-Bayan konusu basit bir detay gibi görünüyor; ama mesele sadece Türkçenin yanlış kullanılması, cehalet terminolojisi meselesi değildir. Daha derindedir: Kadını erkekle eşit görmeyen, kadın kavramını “ayıp, uygunsuz” kabul eden, bayan diyerek aklınca kibar davrandığını, kadınlara “ahlaklı statü” bahşettiğini düşünen, hastalıklı erkek egemen zihniyetinin yansımasıdır.
Ve maalesef zamanın birinde ülkeyi yönetenlerden biri: “Tüm bayanların kadınlar gününü kutlarım” dedi. Sonuçta bugünlere geldik.

Şiddet denilen şey, virüs gibidir. İşte bunlardan dolayı ülkemizde de çok hızlı yayılmaya başladı.
Öyle ki adaletin sağlanması için tweetlere, hashtaglere ihtiyaç duyar olduk. Unutulmamalıdır ki, sessiz kalınan her şiddet bir gün sizi bulur.

Sessiz kalmayacağız!
Artık kafamıza kazımamız gerekir:
Kadın güçlüdür; dünyanın yaratıcı, doğurgan, yenilenen, sakin yanıdır. Kadın gülümsemektir, huzur verendir. Değişimdir kadın, saf olmaktır. Duygudur kadın, hayatı güzelleştirendir.
“Adam” olmadan önce “İnsan” olabilmenin en temel unsurudur kadın.
Yaşanılabilir bir gelecek için
Mehmet Uzun’un söylediği gibi
“Kadın, bir dünyadır!
Bir hayattır, bir sevdadır.
Ve koca bir devrimdir…”