Perspektif, Türkiye’de eğitim politikaları ve kaliteli eğitimin yaygınlaştırılması ihtiyacı denince akla gelen ilk isimlerden Prof. Dr. Üstün Ergüder ile konuştu.
Üstün Hocam, siz Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğü yaptınız, daha sonra Eğitim Reformu Girişiminin kurulmasına öncülük ettiniz. Öncesinde ve sonrasında da eğitimle ilgili tüm düzeylerde görevler yaptınız. Son kırk yıldır eğitimin her kademesiyle ilgileniyorsunuz. Özellikle 2000’li yıllardan sonra ve AK Parti iktidara geldikten sonraki yıllara genel olarak baktığınızda ne tür değişiklikler görüyorsunuz?
Şimdi biraz geriye gidip, düşünmeye çalışayım. Ben Türkiye’deki bu kutuplaşmış havadan kurtularak hep objektif bakmaya çalıştım. Ne oluyor? Kim ne yapıyor? Bu, kolay da olmuyor. Türkiye’de o birisini suçluyor, öteki başka birisini suçluyor. Biz ERG’yi 2001-2002 yılında kurduk ama esas faaliyete geçmesi 2003’tü herhalde. Ben o ara çok ümitlendim, yani bu iktidar eğitim konusunda önemli şeyler yapacak dedim. Neden? Benim daha evvelki deneyimimden Millî Eğitim Bakanlığını özellikle Talim Terbiye Kurulunu, ben bir kozmik odaya benzetirdim. Panjurlar kapalı, camlar sıkı sıkı kapalı, siyah perdeler indirilmiş, dışarıya hiçbir şey sızmıyor. Bizim işe başladığımız dönemde bazı kapılar açılmıştı. Sivil toplum kuruluşları daha rahat girebiliyor, fikir anlatabiliyordu. Biz çok ümitliydik o dönem. Dinleniyor olduğumuzu düşündük. Hatta bu günkü Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Talim ve Terbiye Kurulu Başkanıydı. Gayet rahat konuşabiliyorduk, dertlerimizi anlatabiliyorduk. Onun için o dönemde önemli atılımlar yapılacağını düşünüyordum eğitimde.
Bence eğitimde atılım son derece önemliydi. Olmazsa olmaz şarttı. Özellikle K12 dediğimiz yani üniversite kapısına kadar gelen eğitim. Ben geçmişte üniversite rektörü olmama rağmen böyle düşünüyordum. Sabancı Üniversitesi rektörü rahmetli Tosun Terzioğlu ile o zaman onunla konuştuğumuzda diyorduk ki, Türkiye üniversite öncesi eğitimde yani erken çocukluktan başlayıp bir şeyler yapması lazım. Çok önemli bu. Eğer Türkiye medeni ülkeler düzeyinde yerini alacaksa, iktisadi bir atılım yapacaksa, teknolojiyi geliştirecekse eğitim, eğitim, eğitim diyoruz. Onun için K12 eğitimiyle ilgilendik. Biz kurumsal olarak yükseköğretimle ilgilenmedik.
Röportajdan ana başlıklar.
“PANDEMİDE MEVCUT GİDİŞATIN EŞİTSİZLİĞİ ARTTIRICI BİR ETKİSİ OLMASI