Connect with us

YAZARLAR

Uçmak için kuş olmak gerekmiyor…

Published

on

Betül Aybakan

Sosyal medya pek çok açıdan günlük hayatımızı etkisi altına almış gibi. Bu etki zamanla önüne geçemeyeceğimiz bir sorun haline büründü. Ve bu büyüme zamanla bedensel ve ruhsal açıdan bazı sıkıntılar oluşturmaya başladı. Sosyal medya ruhumuzu ve fiziğimizi nasıl değiştirdiğini merak ediyor gibisiniz. O zaman fazla meraklandırmayayım siz değerli okurlarımı…

En birinci sorun odaklanma güçlüğü yaratması bunun beraberinde getirmiş olduğu algı güçlüğü ve unutkanlık , halsizlik , baş ağrısı ve hatta farkındaysanız sosyal medya uyku düzenimizi bile esir almış halde…

Peki fiziğimiz üzerindeki etkisi nelerdir? Vücudumuzun telefon kullanırken aldığı tuhaf şekiller.. Bundan kaynaklı duruş ve omurga bozuklukları, boyun ve sırt bölgesinde ki katlanması güç ağrılar, el parmaklarında oluşan bazı eklemsel sorunlar, telefon ışığından kaynaklanan göz bozuklukları vs gibi bir çok zararları var.

Sosyal medyanın zararları olduğu gibi faydaları da olduğu göz ardı edilmemeli tabi ki…

Ama bir sorun var bu faydalar bir elin parmaklarını geçmemekte zannımca. Peki bu faydalar nelerdir? Tüm dünyada olan gelişmelere bir tıklamayla ulaşmak bence sosyal medyanın en büyük artılarından biridir. Kişinin Twitter gibi yerlerde kendini özgür hissetmesini sağlaması, yıllar önce tanıdığı bir arkadaşını bulması, iletişim kurması ve bu sebeple kişide oluşan mutluluk hissi, güvenli sitelerde alışveriş olanağını bulmamız ve zaman tasarrufu sağlanması, tatile  gitmeden önce ilk defa gideceğin şehrin en çok tercih edilen mekanlarını, en meşhur yiyeceğini öğrenilmesi gibi yararları vardır.

İnsanlarımızın bir kısmı sosyal medyanın sadece faydalarını düşünüp halinden memnun gibi bir kısmı ise zararlarını düşündüğü için şikayetçi gibi bir kısmı her şeyden haberdar oluyorum hissi ile mutlu bahtiyar , bir kısmı ise bir şeyleri kaçırırsam(!) korkusu ile tedirgin ..

Beni sorarsanız ben bir çok kısımda yer alıyorum 🙂 Hem faydalarını hem zararlarını düşünüyorum.

Ama en çok şikayetçi olduğum konu sosyal medya kişide ki narsisizm duygusunu tetikliyor gibi. Peki narsisizm nedir? Narsisizm, kişinin kendi bedensel ve zihinsel benliğine karşı duyduğu hayranlık ve bağlılıktır. Tabiri caizse kişinin kendisine aşık olması olarak tanımlanan bir terimdir.

Sosyal medya ortamlarında (Facebook, İnstagram , Twitter , …)  yaşanan aslında mutluluğu başkalarının beğenilerinde ve yorumlarında arama çirkin bir deyimle mutluluğu başkalarının bakışlarında aranıyor aslında. Başkalarının beğenileri ile mutlu olup yanı başımızdaki ailemizi unutur olduk aslında.

Oysaki internet kesildiğinde ev ahalisi ile sohbetlerin tadını sosyal medya ile değiştiremez olduğunu anlarız bir gün umarım. Ama geç kalmış olabiliriz. Yani sosyal medya ile aslında ailemizi de ihmal ediyoruz. Ve bunun bir an önce farkına varılıp düzeltmemiz gerektiğini görmemiz gerek.

Kısacası takipçilerinizin sizi mutlu zannetmesi üzerine inşa edilmiş sahte bir mutluluk hissinden ibaret olan bir dünyadır sosyal medya. Hatta çok garibime giden bir durum daha var onu da siz değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum. Sosyal medyalar da ücretli sahte takipçiler alındığını ve bunun için çok paralar döküldüğünü bile duydum. Neymiş efendim takipçi sayım dışarıdan bakan bir çift göz için muazzam dursun. Bu demek oluyor ki bir kişiyi takipçi ve fotoğraflarının beğeni sayısına göre yargılıyor millet . Ne acı değil mi?

Yazımı Meshi’nin şu sözleriyle bitireceğim:

“Sosyal medyanın insanlar için muazzam faydaları olsa da kullanıcıların kendilerini uzaklaştıramadıkları karanlık bir yönü olduğu da gerçek. Bunun arkasında yatan nedeni daha iyi anlamak, sosyal medyayı aşırı derecede kullanmanın, bir bağımlılık olarak kabul edilip edilmemesine karar vermemizi sağlayabilir.”