Connect with us

YAZARLAR

Banka Sırasındaki ölünün hikayesi…

Published

on

Eda ERDİNÇ

Nepotizm; amiyane tabirle, adam (k)ayırma… Latince kökenli bu kelimeyi kullandığımızda, ne kadar uzak; ancak adam kayırma deyince ne kadar da tanıdık geldi, öyle değil mi? Muhakkak ki; adam kayırma mevzubahis olduğunda birçoğumuzun direkt aklına yaşadığımız toplumdan örnekler gelir. Ancak bu kavram ve tutum Rönesans öncesi Katolik kiliselerinde din adamlarının yeğenlerini önemli pozisyonlara getirmesine kadar dayanmaktadır. Yani korkmayınız; bu, milli sporlarımızdan değil…

Peki hayatında bu duruma şahit olmayan ya da bu şekilde mağdur olmayan kişiler var mı hala? Hiç sanmıyorum… Olsa dahi, muhakkak bu eylemi gerçekleştiren kişilerdir. Eğer bazı toplumlarda yeni bir bitki örtüsü bulunsa idi, muhtemelen adı “Adam kayırma” olurdu. Bu noktada insanların en büyük yanılgısı; bir işi, bu şekilde görüldüğü zaman, sadece o anlık hak yediklerini düşünmeleridir. Örnek vermek gerekirse; mesleğini nepotizm sayesinde elde eden bir birey; aldığı her maaşta hakka girer ve bu bir ömür boyu devam eder.

Kurbağayı koltuğa oturtsan o yine çamura atlar.

Adam kayırma davranışının, salt mesleki veya siyasi konulara özgü olduğunu düşünmemek gerek, elbette. Gelin, biraz da günlük hayatımızdan düşünelim… Özellikle pandemi sürecinde ister devlet bankalarında, ister özel bankalarda, içeriye girip işlem yapmak için, kurum dışında uzun kuyruklar oluşmaktadır. Bu kuyruklarda beklemek, uzun dakikalar alabilmektedir. Ancak kurum içerisinde yakını olan bu durumu suistimal edip, içeriye herkesten önce girebilmektedir. Bu durumu tırnaklı sırasında da yaşayabilirsiniz ki bundan yola çıkmak Urfalılar için daha net bir örnek olacaktır. Fazlasıyla sinir bozucu, değil mi? Banka sırasında ahlakı öldürdük..

Öte yandan; bu durumu vahim kılan, insanların bunu olağan ve hak olarak görmesidir. Bir insanın; insani ilişkilerinin iyi olması, bir işte ehil olduğu anlamına kesinlikle gelmiyor. Elbette ki, nüfuslu birinin yakını olmak bizleri iyi kademelere gelmekten alıkoymamalı ama kendimizi kanıtlamak -hele ki böyle bir amaç güdüyor isek- diğer kişilere göre çok daha fazla zaman alacaktır.

Bulunduğumuz konumu hak ediyorsak bile, bakışlara ve söylemlere göz yummak gerçekten deveye hendek atlatmak kadar zor olacaktır

İster “Karma” deyin, ister “İlahi adalet”; bir yerlerde bir şekilde çıkacaktır. Nepotizm oklarının bir gün bize dönebileceğini unutmayalım. George Orwell’in “Hayvan Çiftliği” kitabında da söylediği gibi; “Bütün hayvanlar eşittir, fakat bazıları daha eşittir.”Gelin; yazımızı iyi bir film önerisi ile sonlandıralım. 12 Kızgın Adam (12 Angry Men)… Başından sonuna kadar, sadece bir oda içinde geçen, Amerikan hukuk sistemine eleştirel yaklaşan bu kült film, bizlere bakış açısının ne derece önem arz edebileceğini gösterecektir. Seyirden keyif almanız dileğiyle…