DEVA Partisi Şanlıurfa İl Başkanı Ahmet Tüysüz
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfının (TEPAV) yayınladığı rapor Şanlıurfa’mızın içinde bulunduğu açmazı çok iyi özetliyor.
Nasıl olur da tüm tarihi boyunca büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış, Doğu ve Batı arasında bir köprü görevi görmüş hatta bilinen ilk yerleşim yerlerinden biri olan Şanlıurfa, günümüz Türkiye’sinde bu kadar geri kalabilir?
Bunun enine boyuna sorgulanması lazım hem de herkesçe. Rapor aslında bize iki şeyi net anlatıyor birincisi İnsanı Gelişmişlik Endeksi, ikincisi ekonomik rekabet gücü alanlarında Şanlıurfa’mızın nerede bulunduğunu. Bu sınıflandırmanın sonlarında olmamız; Yaşam uzunluğu, okuryazar oranı, çocuk, kadın, engelli kısaca ‘insan’ haklarında çok gerilerde olduğumuzun çok net bir resmidir, insanı odağa, merkeze almamanın da sonucudur aslında bu rapor.
Ekonomik katma değer yaratamadığımız bu nedenle de rekabet gücümüzün zayıf olduğu anlamını taşıyor. Rapordan da anlaşılacağı üzere 81 il içinde sondan dördüncü olan Şanlıurfa’nın bu listede sonlarda olmasının nedenleri araştırılmalı ve sorgulanmalıdır.
Bu kadar kötü durumda olabilmek için bir takım olumsuz faktörlerin olmamasına karşın tam aksine dünyanın en verimli arazilerine, Ortadoğu’nun en büyük su kaynaklarına, bunun yanında Türkiye’nin en genç nüfusuna sahip bir şehrin üretim faktörleri açısından zenginliği ortadadır.
Peki bu zenginliğe rağmen, Şanlıurfa dan üretim faktörleri açısından çok geri olan şehirlerin bile gerisinde kalmasının nedenleri nelerdir. Asıl sorulması gereken soru budur. Zira zengin bir kültürel mirasa ve çok zengin üretim faktörlerine sahip bir şehrin bu denli geri kalmasının izahı zor olacaktır. Şanlıurfa’mızın yaşam kalitesinin yüksek olduğu, rekabetçi, çevreci ve tüm bunların sürdürülebilir olduğu bir şehir haline getirmek için tüm entelektüel sermayesini harekete geçirmeliyiz. Zira bu tek başına üretim faktörlerinin zenginliği yürütülecek bir durum değildir.