Published
4 years agoon
By
urfagundem63EKMEĞİMİZDEN ÇALIYORLAR
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan Mardin ve Bitliste konuştu. Gündemle ilgili açıklamalarda bulunan Ali Babacan, ülkenin ve ekonominin kötü yönetildiğini, ekonomi, hukuk ve demokrasinin dip yaptığını, görevli olduğu hükümetlerde hayata geçirecekleri politikaları savundu. Babacan, “Şu anda Türkiye kötü yönetiliyor. Her alanda problem var ama özellikle ekonomideki problemler her geçen gün büyüyor” dedi. Cumhurbaşkanlığı tarafından Merkez Bankası Başkanı’nın dün gece görevden alınarak yerine Naci Akbal’ın atanmasına ilişkin de konuşan Babacan, şöyle devam etti:
“Ekonomide yaşananların esas sebebinin kurumsal aklı ve ortak aklı dışlayan, liyakati ortadan kaldıran, köklü kurumlarımızı çökerten partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve kötü yönetim olduğunu asla unutmayalım. Her şeyi ben yapacağım derseniz, partili Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi işte memleketi bu hale getirir.”
“Bizi yöneten bu zihniyet değişmedikçe bu ülkenin sorunlarını çözmek mümkün değildir” diye konuşan Babacan, ekonomideki sorunların bir bürokrata yıkılmaya çalışıldığını dile getirdi. Babacan, eleştirilerini şöyle sürdürdü:
“Ne Cumhurbaşkanı, ne de ekonomi yönetimi talimatını harfiyen uygulayan kişileri değiştirerek, ekonomideki olumsuz tablonun ve çöküşün sorumluluğundan kurtulamaz. Bu hükümet bu ülkeyi bu hale getirdi.”
Hükümetin dış politikasını da değinen Babacan,
“Keskin sirke küpüne zarar. Bu iktidar keskin sirke haline geliyor. Bol bol bağırıyor. Dünyaya bağırıyor ama Türkiye’ye zarar veriyor” dedi.
“Demokrasi askıda, özgürlükler askıda, adalet askıda” diyen Babacan, iktidarın kayyum politikası ile ilgili de konuştu:
“Seçilmiş belediye başkanlarını makamlarından indirerek, atanmış kişileri oturtuyorlar. Halkın iradesi seçme ve seçilme hakkı ayaklar altına alınmış. Seçimler adeta bir aldatmaca haline getirilmiş. Sandığı halkın önüne koyuyorlar, insanlar iradesini kullanıyor, 6 ay sonra seçilmiş belediye başkanını görevden alıp yerine birisini atıyorlar. O kadar ucuz değil. O kadar kolay değil.
İktidar seçimle kazanamadığı her belediyeyi hukuksuzca ele geçirmeye çalışıyor. Seçimde kaybettiği belediyelere hemen bir kayyım atıyorlar.
Sadece belediye başkanları değil, belediye meclisleri de çalışmaz hale getiriliyor. Vatandaş oy vermiş birilerini Meclise gönderiyor, birilerini başkan seçmiş kimsenin umurunda değil. Şunu açıkça görüyoruz, iktidarın kayyım politikası, aslında kazanamadığı seçimlerde halkı cezalandırma yöntemi haline getirildi. ‘Bana oy vermezseniz ben de size cezayı kesiyorum’ diyor. Kabul edilebilir bir şey değil. Bizim sözünü verdiğimiz Türkiye’de bağımsız ve tarafsız yargı dışında hiç kimse seçilmiş bir insanı görevden alamayacaktır” diye konuştu.
Sözlerinin devamında Uğur Kaymaz’ı tekrar anarak, kayyım tarafından Uğur Kaymaz heykelinin yıkılmasına tepki gösterdi. Babacan, şunları söyledi: “Onlar silmeye çalışsa da biz bunu hatırlatacağız. Biz devletin bu ülkedeki her bir çocuğun yaşam hakkını korumak zorunda olduğunu hatırlatmaya devam edeceğiz.
Biz çocuklarınızın çatışmasız, şiddetsiz, terörsüz şehirlerde büyütmek için canla başla çalışacağız. Biz iradenize ve tüm seçtiklerinize sahip çıkmak için de buradayız.
Biz seçmen iradesine kayyım atanmaması için de buradayız. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi için buradayız. Biz bu topraklara ölümü layık görenlere siyaset yolunu kapatanlara karşı da buradayız.”
Kürtçe üzerindeki yasaklamalara ve engellere de değinen Babacan, bu yıl sadece 2 Kürtçe öğretmeni atandığına dikkati çekerek, “Bugün gelinen noktada anadil hakkının iyileştirmelerinin birer birer geriye doğru götürüldüğünü” söyledi. Kendi dönemlerinde anadilin korunması ve yaşatılması ve geliştirilmesi amacıyla gerekli adımları atacaklarını ileri süren Babacan, insan haklarının doğuştan gelen haklar olduğunu anımsattı.