Connect with us

YAZARLAR

Çocuklarımıza neden ölürüzü değil, nasıl yaşamamız gerektiğini açıklamanın vakti geldi…

Published

on

Betül Aybakan

Dün ile bugün’ü sentezlediğimizde görüyoruz ki, dünyaya gelmiş bir bireyin ahiret yolculuğuna çıktığında geride bırakacağı en önemli eser hayırlı evlatlardır. Beşikten mezara kadar öğrenmeyle geçen bir ömrün mirası, hayata tutunma sebebi elbetteki nitelikli insan yetiştirmek olmalıdır.

2020 yılının ilk günlerinden itibaren bambaşka bir yaşam sürecine adım attık. Adı Covid-19 olan Koronavirüs Pandemisi dolayısıyla “evde kal” çağrılarına uyarak hayatımızı evde idame etmeye çalıştık – çalışıyoruz. Herkes bu süreçte belli şekilde etkilenirken, en çok da çocuklar salgından dolayı bir ev hapsine maruz kalmış oldular.

Ama gördük ki, hayatımızda aile olmanın sıcaklığını ne kadar çok ertelemişiz..

Bütün bu yaşananlar bittiğinde yanımıza kalan ne olacak acaba? Biraz da bundan bahsetmek istiyorum.

Bir ebeveynin çocuğa bırakacağı en büyük ve en önemli mirası bence anılarıdır. Aslında bu süreç, ailecek sımsıcak anılar birikmemiz için bizlere verilmiş, asla kaçırılmaması gereken büyük fırsatlardandır, farkında olabilene. Bu yüreksel fırsatları değerlendirmiş olabilene ne mutlu. Evet bu yaşadığımız kaos, ertelediklerimiz, telafi etmek istediklerimiz ve hatta aile olmak için çok iyi bir fırsat olabilir. Düşününce idrak ediyoruz ki insanoğlu bu dönemde kendisinin acizliğini , ne kadar değil de nasıl yaşaması gerektiğini hiç bu kadar derinden sorgulamamıştır.

Farkındaysanız çocuklarımızın bile hayatına yeni kelimeler eklendi: korona(corona), pandemi, karantina, izolasyon, filyasyon vb gibi. Ve buna binaen oluşan kıyamet senaryoları, ölüm haberleri sadece ebeveynleri değil de çocuklarımızın da psikolojisini tehtid altına aldı ve almaya devam edecek gibi. Yetişkinler için bile kaygı verici bir çok konu çocuklar için başa çıkılması çok daha zor hale bürünebilir.. İşte bu nokta da en önemli rol ebeveynlerimize düşüyor . Çocuğun sorularını cevapsız bırakmaması, onların minicik yüreklerini tatmin edici bir açıklama yapılmadığı taktirde çocuğun dünyasını daha da karartacağını bilmesi gerekiyor. Yeri geldiğinde soyut kavramları somutlaştırmalı… Tabi bu salgın bizi sadece olumsuz yönde etkilemedi olumlu yönden etkilediği konularda oldu elbette örneğin karantinayla birlikte çılgınca alışverişi bırakıp tasarrufa yönelmemiz evlerimize dönmemiz sokakları boşaltıp ev ahalisiyle tanışmamız  gibi…

Çocuk canlı olan her şeyin bir gün öleceğini bilmelidir. Neden ölürüz değil de nasıl yaşamamız gerektiğini açıklamanın vakti geldi bence … Ve okulların tatil olması sebebiyle çocuklar daha bir mutlu sanki .. Bu konuda ebeveynlerime ufak bir tavsiye birazcık sabır ☺

Çocuklarınızın yaş aralığına ve gelişim dönemlerine göre kendilerini korumanın yollarını, bu salgından daha az etkilenmek için yöntemler belirtilmeli ve bunu samimiyetle hissettirerek çocuğa aşılamalıyız. Şunu da unutmamak gerekir ki çocuklar zaman içinde söylediklerinizi unutabilir fakat duygularını asla unutmaz ve kaybetmezler.

En önemlisi acı olmadan büyüme eyleminin gerçekleşeceğini sanan bazı ebeveynlerime sesleniyorum. Çocuklarımızı pamukların içine sarıp sarmaladığımızdan beridir, hiç büyümeyen nesiller yetişir oldu farkında mısınız?

Şimdi biraz da fırsatlarımızı değerlendirip bu süreci nasıl sonlandırabiliriz onun hakkında yazmak istiyorum. Bu süreçte en büyük fırsat çocuklarımıza okuma alışkanlığı edindirmek.

Ve ebeveynlerimden ricam şudur: bir kitabı okumadan çocuğunuza okutmayın. İlk anne ve baba kitabı okuyup istişare etmeli. Eğer olumlu bir dönüt varsa çocuğa o kitap okutulmalıdır. Çocuk sırf kitap okusun diye saçma sapan yazılara maruz kalabiliyor. Ve bu durum beni çok üzüyor. O yüzden bu konuda daha da dikkatli olmanızı tavsiye ederim. Bu dönem çocuklara sorumluluk vermek için de büyük bir fırsat olabilir ne gibi mesela dediğiniz duyar gibiyim.

Örneğin ev işleriyle tanıştırmak gibi . Buradaki amaç çocuğunuzla daha fazla birlikte vakit geçirmenizdir aslında. Birlikte yemek yapmaya ne dersiniz? Cinsiyet ayrımı yapmaksızın tüm çocuklarımız bir sanatçı gibi önüne konulan malzemeden bir bütün elde etmeyi, yeni

Bir şeyler üretmeyi aşılamalıyız. Mesela sevdikleri için yemek yapmak inanın onlar için çok iyi gelecektir. Okurlarıma en büyük tavsiyem çocukların evde boş kaldığını düşünüp onları ödev yığınıyla baş başa bırakmamalısınız.

Tabi ki hiç ders de çalışmasınlar demiyorum. Onları yormadan-yıpratmadan çalışmaları için tüm imkanları seferber etmeliyiz. İnanın sizi çok iyi anlıyor, zor bir süreç içerisinde olduğunuzu göz ardı etmiyorum. Müfredata fazlasıyla önem atfeden bir eğitim sistemi içerisindeyiz korkularınız gayet normal. Bu zoraki tatil de çocuğunuzun derslerinden geri kalma endişesini yaşıyorsunuz. Oysaki özellikle böylesi olağanüstü günlerde, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın kendini güvende hissetmesi derslerden çok daha önemlidir inanın bana.

Anne-baba-çocuk elbirliğiyle geçmişe dönük eksiklerini telafi ederek, sıkmadan yeterli miktarda soru çözdürtebilirsiniz. Özetle şunu ifade etmek isterim ki, çocuklarımız bizim için en değerli varlıklarımız ve elimizden geldiğince çocuklarımızın yanında durup bu süreçten daha az etkilenmelerini sağlayalım.

Yazımı J. K. Rowling bir sözüyle bitirmek isterim. “Mutluluk her zaman vardır. Yeterki en karanlık anlarınızda ışığı açmayı unutmayın.”

Işıkları yakabilmeniz umuduyla sevgiyle kalın..