Süleyman Hartavioğlu
Bir çok sektör için zor bir 2020 yıl geçirdik.
Özellikle tarım sektörü geçmiş yıllara kadar nazaran daha çok konuşuldu. Tarım endüstrisi, ekonominin bir çok sektörünü doğrudan etkilemektedir, burada önemli olan tarım sektörünün gıda tedarik zincirini, gıda üretimi ve dağıtımını nasıl etkileyeceğini anlayabilmek yani risk noktalarının tespit edilip buna göre çözüm yolları bulunmasıdır.
Trendler kalıcıdır
Covid-19 birlikte görülen tarımsal eğilim ve trendler önümüzdeki uzun yıllar devam edecektir. Yüksek girdi maliyetleri,ile birlikte küresel iklim değişimi etkileri çiftçiliği her geçen gün çiftçiliği zorlaştırıyor, üretim ile birlikte ürünün sevk edilmesi esnasında yaşanabilecek riskler artıyor. Bu riskler ürünün yolda hastalık ve böcekler vasıtasıyla taşınabilen hastalıklardır, bu yüzden lojistik ve taşınma esnasında yaşanabilecek sorunlara karşı kalite standartları oluşturulmalıdır.
Küçük aile işletmeleri gıda tedarik ayağında çok önemli bir rol oynar maalesef ürün pazarlama ve depolama konusunda büyük sorunlar yaşayan üreticilerimiz fiyat rekabetine yenik düşüyorlar. Sürekliliği sağlamak açısından kooperatifleşme mutlaka sağlanmalıdır. Kooperatifleşme sayesinde Maliyetleri düşürmek, sürdürülebilir sağlıklı gıda tedariği istihdamı sağlanmış olacak.
Dünyada trendler artık çok hızlı değişiyor, özellikle biyoçeşitliliğin ve iklim değişikliği ile birlikte üretim modelleri de değişiyor. Değişen üretim modelleri beraberinde salgın hastalık ve böcek istilasını getirecektir bu yüzden çok hızlı karar alabilen ve şoklara karşı güçlü bir sektör oluşturulmalıdır
İklim değişimi ve su baskınları ile toprakta değişimler oluşmaya başladı. Bu durumu gözeterek ilaçlama ve gübreleme konusu tekrar gözden geçirilmelidir.
2021 yılında Türkiye ve Dünyada su sorunu konuşulmaya devam edecek.
Suyumuzun 3/4 ü sulamada kullanılmakta, sulamanın %50 si yanlış sulama yöntemleri ile kaybetmekteyiz. Sulama sistemlerinin sadece 1/4 basınçlı sulama sistemidir. Bu olumsuz tabloya rağmen 2021 yılını “Su ve sulama hamle yılı” olarak belirleyen Tarım ve Orman Bakanlığı 24 Milyar TL olarak açıklanan tarımsal desteklerde maalesef damlama sulama ve sulama teknolojilerine bir kuruş ayırmamıştır. Bunun da ötesinde damlama sulamada 2016-219 yılları arasında uygulanan %50 hibe desteği 2020 yılında kesilmiştir.
Elbette yapılan baraj ve göletler göz ardı edilemez fakat suyu doğru zaman ve doğru miktarda kullanmadığınız zaman hem kaynakları tüketirsiniz hem maliyetleri artırırsınız. Bizim sorunumuz yapılan kaynakları doğru yönetememektir.
2020 yılında gıda fiyatları çok konuşuldu görünen o ki önümüzdeki yıllar ülkelere bu konuda daha çok para harcayacaktır.
2021 yılında konuşulacak diğer konu zorlaşan pazarlar olacaktır, ülkeler gıda tedariğinde korumacı politikalar uygulayacaktır. Yani sağlıklı ve kaliteli tarımsal ürünler konusunda ciddi tedbirler uygulayacaktır bu durum bazı ülkeler için Pazar daralması ve ihracatın düşmesine sebep olacaktır haliyle iç pazarlara yansıyacaktır. Bu yüzden katma değeri yüksek ürünler üretip yeni pazarlar oluşturulmalıdır.
2021 yılında tarımsal üretimde girdi maliyetleri bizi bekleyen sorunlar arasında. Gübre ve ilaç maliyetleri yanında enerji maliyetleri en önemli kalemler arasında yer alır. Bu riski aşağıya çekmek için yenilenebilir enerji uygulamalarının yayılması için destekler ve bilgilendirmeler yapılmalı.
Özetle tüm dünyada üretim zorlaşıyor ve beraberinde yeni eğilimlere neden oluyor. Dünyada gelişmeleri doğru okuyup planımızı yapmalıyız. En önemlisi tarım sektöründe gelişmiş ülkelere “biz neredeyiz “ sorusunun cevabını yeni nesiller için doğru vermeliyiz.
Aksi takdirde gıda fiyatlarında yaşanan dalgalanmaların önüne geçemeyiz.
Tüm üreticilerimize bereketli bir yıl diliyorum…