Connect with us

YAZARLAR

13 yaşında, NASA’da astronot olmak isteyen Urfa’lı Asiyenin hikayesi…

Published

on

Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk, açıklamada öğretim yılının başından bu yana tekrarladığı “tüm müfredattan sorumlu olunacak” sözüne yer veriyor. Sayın Selçuk, “Öğrencilerimiz, yüz yüze ve uzaktan eğitimle yapılan eğitim öğretim müfredatından sorumlu olacaklardır” diyor.

Hem LGS’de hem de YKS’de tüm müfredatın çıkacağı anlamına gelen bu açıklama bir fiyaskodur. Uzaktan eğitim ve yüz yüze yapılan eğitimden dolayı bütün konular işlenmiş kabul edilecek demiş Sayın Bakan. Sürekli bahsettiğim taşranın internet bağlantı ve hız sıkıntıları, branş öğretmeni eksikliği ile tablet-bilgisayar yokluğu olan öğrenciler ne yapmalı? Hatta bir evde bir cihaz var ve evde 4 öğrenci kardeş varsa, ders saatleri de çakışıyorsa, kura mı çekmeliler cihazı kullanmak için? Sayın bakan sadece Ankara ve İstanbul merkezdeki öğrencileri baz alarak konuşuyor sanırım. Yetkili karamsar konuşmamalı tamam ama realiteyi de göz ardı etmemeli. Milyonlarca öğrenci maalesef uzaktan eğitimden nasibini almıyor, alamıyor.

8 ve 12. sınıf öğrencilerinin tamamının uzaktan eğitim aldığını hayal edebilirsiniz bunda sıkıntı yok .Lakin gerçeklerle yüzleşirsek bu düzeydeki öğrencilerin en iyimser tahminle ancak %20’si online eğitimi alma lüksüne sahiptir. Bu arada geçen yıl mezun olan 12. Sınıf öğrencilerinin de almaları gereken müfredatın tamamını alamadıklarını hatırlatırım. Şu an uzaktan eğitimin verim veya verimsizliğini tartışmıyorum, sadece öğrencilerin ne kadarının bu hizmete ulaştığını sorguluyorum.

Maddi durumu el veren öğrencilerin başlattığı özel ders furyası almış başını gidiyor. Bu şartlar altında bu sınavların adaletini de geçerliliğini de kabul etmeyi içime sindiremiyorum. Pek çok konuda olduğu gibi yine uyutulmaya mı çalışılıyoruz? Verileri Sayın Bakana yanlış mı aktarıyorlar diye düşünmeden edemiyorum….

Ancak büyük umutlar bağladığımız ve Bakan olduğunda sevinç naraları attığımız Sayın Ziya Selçuk’un olasılıkları düşünecek ve irdeleyecek kapasitede bir insan olduğunu düşünüyorum. Verilen raporların ne kadar gerçeğe yakın olduğunu biliyor olsa gerek, diye düşünüyorum. Bir ülkenin en büyük değeri olan eğitimcilerin sesini değil de sadece siyasilerin sesi ile hareket eden hür bağımsız hareket etmeyen bir görüntü çizmesi sevenleri olarak bizleri üzüyor.

Bir turizm bakanı ile karşılaştıralım desem çoğunuz gülersiniz. Bende sizlere soruyorum hangi icraatları gerçekleştirdi? Değişimci ve yaratıcı hangi atılımları yaptı? Bir özel eğitimci olarak aklımda şu şekilde kalacaksınız. Dershanelerinizi kapatın ve okullaşın, size destek olalım diyen sayın cumhurbaşkanımızın özel okullara verilen teşviki kaldıran ve sektörümüze ilk baltayı vuran bir bakan olarak hatırlayacağım… Belki karamsar düşünüyorum ancak yenilikçi ve değişim yaratan bir bakan olarak iş yapamadığını düşünmeden kendimi alamıyorum.

Pandemi döneminde de en pasif bakanlık olarak beyinlerimize kazınan Milli Eğitim Bakanlığının artık özgürce ve cesur adımlar atarak herkes için adaletli ve her öğrencinin eğitimine katkı sunacak kararlar vermesi gerekir. Müfredatın tamamını sınavlarda soracaksanız, bunun eğitimini her öğrencinin alabilme şartlarını oluşturacaksınız. Gerek uzaktan gerekse yüz yüze her öğrencinin adil bir şekilde bu hizmeti kendilerine sağlamalısınız. Aksi taktirde büyük vebal altına girersiniz. Çünkü konuyu görmeyen ve bilmeyen milyonlarca öğrenciyi düşünerek ona göre çözümler üretmelisiniz. Metropollerde kendisine  her imkan oluşturulan bir öğrenci ile şu ana kadar belki de bir tek deneme sınavına giremeyen öğrencileri nasıl olur da aynı kefeye koyup eşit koşullarda yarıştırırsınız. Müfredatın tamamından sorumlu tutulmayı eleştirmiyorum, bunun için gerekli eğitim-öğretim imkânlarının gerçekleştirilmesini talep ediyorum..

Her şeye rağmen öğrencilerimiz sonuna kadar çaba içinde olmalılar ve çalışmalarından taviz vermeden yollarına devam etmelidirler. Gerek teknolojik yoksunluk gerekse yüz yüze eğitimin imkânsızlıklarına rağmen ellerinden geleni yapmalılar. Çünkü İstemek, başarmanın yarısıdır. Başarı gösteren birinin bu başarısını tesadüfen elde etmesi mümkün değildir. Yani her başarının arkasında, büyük bir azim, gayret ve istek vardır. İnsanlar büyük başarılar elde etmeyi isterlerse, her zorluğa karşı mücadele ederlerse illaki bu işten zaferle çıkarlar…

Urfa’da sadece 1 değil, binlerce Asiye var, eğitim yoluyla hayalini gerçekleştiremeyen…