Şahin Parmaksız
Algı, dışsal etki ile anlayabildiğimiz veya hissedebildiğimiz durumları bilincimizin kodlayarak çözümlemesidir.
Bu çözümleme durumunun bir sonucu olarak ortaya çıkan algılama ise duyu organlarımız vasıtasıyla anlayabildiğimiz veya hissedebildiğimiz durumları ayırt etme, tanzim etme, bağlantı kurma, anlam verme ve yorumlama sürecidir.
Olgu ise var olanın kanıtlandığı, varlığı kabullenilmiş, yalan olmayan yani hakikattir. Algı sürecinde bir durumun reel olarak algılanması ile istenen manzara ise “Simülakra”dır. Simülakra’nın ortaya çıkması ise reel olmayan bir şeyi reel bir şeymiş gibi takdim etmek yani “Simüle Etmek” ile oluşmaktadır.
Algı ve olgu nosyonlarını yani kavramlarını irdeleyerek açıklamamın tek sebebi ise son üç yıldır Şanlıurfa’da her kötü gidişatın tek sorumlusunun “ALGI” şeklinde gösterilmesinden kaynaklanmaktadır. Siyasal partilerden belediye başkanlarına, sivil toplum kuruluşlarından esnafa kadar herkes kendi veya bağlı bulunduğu kuruluşun kötü gidişatını algıya bağlamakta ve kendi veya bağlı bulundukları kuruluşun olgularına yani gerçekliklerine göz ardı etmektedir.
-İnsanlar ranta karşı çıkar hakkını savunur Belediye Başkanı çıkar “ALGI” der.
-İnsanlar proje ister ve siyasal partiyi eleştirir başkanlar “ALGI” der.
-Hızlı tren nerde diye sorarsın Milletvekili çıkar “ALGI” der.
-Elektrik neden gidiyor dersin elektrik kurumu çıkar “ALGI” der.
-Şehirde kötü giden ekonomik gidişata siyasal parti başkanları çıkar “ALGI” der.
-Sivil Toplum Kuruluşları istihdam sağlayacak adımlar atmaz bize “ALGI” yapılıyor istihdam sağlayacak adım atamıyoruz derler.
-Esnaf düzgün çalışmaz işlerinde düşüş olur bana “ALGI” yaptılar işimiz ondan kırıldı der.
-Sosyal medyada sahte hesaplar üzerinden siyaset yaparlar sonra çıkarlar bize “ALGI” yapılıyor derler…
Kısacası siz ne derseniz deyin, ne yaparsanız yapın, ŞANLIURFA’da birçok başkan, müdür, STK, esnaf, milletvekili eksikliğini kabul etmez ve bize “ALGI YAPILIYOR” der. Kendi “Trol Orduları” olan başkanların “trol muhalif hesapların eleştirilerine veya söylemlerine” karşı kendi trol hesaplarını kullanarak veya kanalize ederek bizlere “ALGI YAPILIYOR” denildiği tek şehiriz.
Olgulara gelirsek;
-İki veya üç milletvekili dışında şehir ile ilgili çalışan çabalayan bir Milletvekilimiz yok.
-Yerel kurumsal yapıların başında olan insanların fotoğraf çekmekten başka yaptığı bir şey yok.
-Sivil Toplum Kuruluşlarının çoğunun bir geçerliliği yok.
-Bazı esnafların nasıl daha düzgün işimi yaparım nasıl daha çok para kazanırım derdi yok.
-Çoğu Belediye Başkanı’nın bir projesi bile yok.
-İnsanların artık sosyal, ekonomik ve sosyolojik problemleri had safhada olan Şanlıurfa’da beceriksiz insanlar tarafından yönetilmeye takati yok…
Sosyal bilimlerde görüntü yanıltıcıdır diye bir kalıp vardır.
Şanlıurfa’da ise yazılı ve sosyal medyadan aktarılan projeler, görseller, söylemlerin yanıltıcılığı kalıbı oluşmuştur.
İnsanlar artık görsellere, söylemlere inanmamakla birlikte yanıltıcı hususları topluluklarda ve bilgi paylaşım platformlarında komik söylemler ile eleştirmektedir.
Kısaca esnafından başkanına, milletvekilinden STK temsilcisine kadar insanların olmayan veya yapamadıkları şeyleri algı yapılıyor diye “simüle ederek” bir nevi günah çıkarma işlemini gerçekleştirme süreçleri devam edecek. Bizler ise isteklerimizi, eleştirilerimizi olgular üzerinden ironi yaparak aktarmaya devam edeceğiz…
Sağlıcakla…