Published
4 years agoon
By
urfagundem63HDP Eş Genel Başkanı Prof. Dr. Mithat Sancar HDP li siyasetçilere karşı yapılan operasyonlarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Sancar yaptığı açıklamada, demokratik siyaset zeminini terketmeyeceğiz dedi. İşte o röportajdan önemli mesajlar.
Pervasız, hukuksuz tutum olarak nitelendirdiğiniz bu durum parti kapatmaya kadar gider mi?
Bu operasyon ilk değil, en kapsamlısı da değil. 4 Kasım operasyonunda Demirtaş ve Yüksekdağ’ın da olduğu milletvekili arkadaşlarımız alındı, halen tutuklular. O zaman da “bu kapatmaya gider mi” diye soruldu. Parti kapatma davası açmak zor değil. Ama Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iktidarın onayı veya isteği dışında böyle bir dava açabileceğini düşünmek gerçekçi değil. Bence bu operasyonun amacı başka. Kapatma davası açmak muhtemelen iktidara bir parça daha fazla siyasi maliyet çıkarır. Parti kapatmaya karşı olduğunu söyleyen, bunun için anayasa değişikliği yapmış bir iktidar var. İkincisi iyi-kötü uluslararası çevrelerden de tepki gelecek. İhtiyaç duyarsa bunları da çok umursayacağını sanmıyorum ama şu aşamada böyle resmi bir kapatmaya gerek kalmadan, HDP’yi fiilen çalışamaz hale getirmek, bir tür fiili kapatma rejimi yaratmak işlerine daha çok geliyor. O nedenle, son bir kaç yıldır, resmen kapatmadan fiilen kilitlemek gibi bir yol izliyorlar. Ama dava açılırsa ne yapabileceğimizi, kapatılırsak buna karşı ne tedbir alabileceğimizi tabii ki tartışıyor ona göre de hazırlıklarımızı yapıyor.
‘HDP OPERASYONUYLA BÜTÜNSEL YENİ BİR PLAN UYGULAMAYA GEÇTİ’
İktidar cephesinde bir de seçim yasası değişiklik hazırlığı var. Belki kapatma değil ama sizi bölgeye sıkıştıracak bir seçim modeli olabilir deniyor, bu operasyon süreci böyle bir değişiklikle devam edebilir mi?
Medyaya, sol partilere, kadın örgütlerine, birçok alanda zaten baskı var. Fakat daha bütünsel bir planın asıl şimdi bu operasyonla uygulanmaya başlandığını düşünüyoruz. Seçimler ne zaman yapılırsa yapılsın -ister baskın, ister zamanında, ister vaktinde- muhalefetin demokratik mücadele yürütebileceği zeminleri ortadan kaldırmayı hedefleyen bir plan var. Birincisi yasaklarla, polisiye ve yargısal tedbirlerle, muhalefetin siyasal mücadele imkanlarını en alt düzeye indirmek istiyorlar. İkincisi bizzat muhalefet partilerini zayıflatmayı, kuşatmayı, etkisizleştirmeyi hedefliyorlar. Yani hem mücadele zeminini ve şartlarını tahrip edip ortadan kaldırmayı hedefliyorlar, hem de bizzat siyasi aktörleri kuşatıp etkisizleştirmeyi planlıyorlar. Bence böyle bir plan var ve bize yapılan operasyon, bunun ilk ciddi virajıdır. İktidar seçime gittiğinde çoğunluğu kazanamayacağını gördüğü için muhalefetin başarılı olmasını engellemeye odaklanmış durumda. Bir tür sahayı temizlemek, biraz ülkeyi kendilerinin rahatça at koşturabilecekleri, muhalefetin iyice etkisizleştiği bir gül bahçesine çevirmeye çalışıyorlar anlaşılan. Bence bu yeni aşamanın ilk önemli virajı bu operasyondur.
‘SEÇİM KANUNU DEĞİŞİKLİĞİ İLE OYLARININ DÜŞTÜĞÜNÜ İTİRAF EDİYORLAR’
Bahsettiğiniz yol temizliği içinde siyasi partiler, seçim kanunu değişikliği olur mu? Bu konuda sizin hazırlığınız, modeller üzerine yaptığınız simülasyonlar var mı?
Evet yapıyoruz. İçinde uzmanların da olduğu siyasi partiler ve seçim işleri komisyonu kurduk, brifing toplantıları yaptık. Çalışma sürecek. Söylentiden ibaret iddialar dolaşıyor. En çok üzerinde konuşulan Daraltılmış Bölge modelinin iktidar ortağı iki partiyi aynı oranda tatmin edeceği konusunda ciddi şüphelerim var. İktidar ortakların amacı kaybetmekte oldukları seçmen desteğini hukuk ve siyaset mühendisliğiyle telafi etmek, seçim sistemiyle oynayarak, oyları düşse bile Meclis’teki sandalye sayılarını arttırmak, en azından mevcudu korumak. Hangi iktidar oylarının düştüğünü görüyorsa aklına gelen ilk çarelerden biri seçim kanunlarıyla oynayıp kendine avantaj sağlayacak düzenlemeler yapmak. Şimdi bu seçim kanunlarında değişiklik yapma girişimi esasen bir itiraftır. Yani iktidar ortakları geçmiş tecrübeler ışığında baktığımızda oylarının düştüğünü itiraf ediyorlar. Alabilecekleri seçmen desteğinden daha fazla sandalye kazanmanın yollarını aradıklarını itiraf ediyorlar. Aslında sandalye peşinde olduklarını açıkça itiraf ediyorlar.
Muhalefet partilerinin liderleriyle görüştünüz. Onların değerlendirmesi nasıl?
Görebildiğim kadarıyla diğer muhalefet partileri de aynı çerçevede değerlendirme yapıyorlar. Onların da iktidarın bu hesaplarının farkında olduğunu görüyoruz.
‘DEMOKRATİK SİYASET ZEMİNİNİ TERK ETMEYECEĞİZ’
Bundan sonra hem Meclis hem de sahada neler yapacaksınız? Daha önce sine-i millet tartışması yaşandı. Bu süreç seçmeninizi nasıl etkiler?
İktidarın neyi hedeflediğini tespit edersek neler yapmamız gerektiği konusunda da daha sağlıklı karar veririz. İktidarın hesabı HDP’yi hırçınlaştırıp, demokratik siyaset zemininden uzaklaştırmaya yöneltmek. Biz de açıkça söylüyoruz; ne mücadele hattımızda ne de siyasi hedeflerimizde demokratik siyaset zeminini terk etmeyeceğiz. Bu konuda kararımız nettir. İkincisi biz demokrasi ittifakı ve toplumsal mücadele birlikteliği konusundaki çizgimizden taviz vermeyeceğiz. Bunu kararlı bir şekilde sürdüreceğiz.