Published
2 years agoon
By
urfagundem63Suleyman Hartavioğlu
Dünya ve ülkemiz tarımsal üretimini tehdit eden görünmeyen büyük tehlike;
Kırsalda genç nüfusun azalması ve kentlere göç.
Ortalama çiftçi yaşının artması yani köylerdeki nüfusun yaşlanması hem ülkemizde hem Avrupa birliği ülkelerinin tarımsal üretimi üzerinde büyük tehdit oluşturmaya başladı.
Dünyadaki çiftçiler yaşlanmakta ve ortalama yaşları dünya genelinde rekor seviyelere ulaşmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde ortalama bir çiftçi 58 yaşında, Japonya’da bu rakam 67, Afrika’da 60 üzerinde olduğu tahmin ediliyor.
Çiftçi yaşı yükselirken, tarım paydaşları yakın gelecekte tarım sektöründe çalışan yeterli insan olmayacağından ve yeterince genç insanın tarımsal üretimine dahil olmayacağından endişe etmeye ve dünyayı tek bir nesilde beslemek için yeterli çiftçinin olmayacağını belirtiyor.
AB ülkelerinde çiftçilerin %35 i 65 yaş ve üstü, sadece %11 i 40 yaş sınırında. İtalya’da bu rakam %40, Portekiz’de % 50 yani tüm dünyada çiftçi yaşı yükseliyor.
Peki ülkemizde durum ne?
Tarım bakanlığının açıklamasına göre çiftçi ortalama yaşı ülkemizde 55.
Tarım politikalarını belirlemek için geçmişi değerlendirmek, geleceği okumak lazım. 1990 lı yılların sonuna kadar üreten ve istihdama ciddi katkı sağlayan tarım sektörü hızla erimeye başladı. Çiftçi Kayıt Sistemi’nin uygulanmaya başlandığı 2002 yılından 2017 yılına kadar kayıtlı çiftçi sayısı 2 milyon 588 bin 666 kişiden 456 bin 175 kişi azalarak 2 milyon 132 bin kişiye düştü. Bu çiftçilerin işlediği tarım alanı ise aynı dönemde 164 milyon 960 bin dekardan 148 milyon 792 bin dekara geriledi.
Kırsalda yaşlanan nüfus ve üretimsizlik, yerleşim alanlarının inşaat alanlarına dönüşmesine neden olmaya başladı. Arazilerin bölünmesi ile birlikte bu durum hızlandı. Bölünme 2 dekarlara kadar geriledi haliyle şu anlayış oluştu “2 dekardan bir şey gelmez bari arsa olarak satıp ev sahibi olurum’ bu anlayış ile genç nüfus şehir merkezlerine göç etmeye başladı.
Tarımda aile geleneği devamlılık açısından temel kavramdır ne yazık ki maliyetlerin artması ve finansa erişim konusunda yaşanan zorluklar küçük aile işletmelerinin dağılmasına ve genç nüfusun şehir merkezlerine göç etmesini hızlandırdı. Kırsalda ki sosyal koşulları ve alt yapı sorunu kırsalda ki moralsizlik çiftçiliğin itibarsız meslek olduğu düşüncesini artırdı. Haliyle kırsaldaki gençlerin göç etmesine neden oldu.
Kırsal nüfusun yaşlanması tüm dünyanın problemi fakat gelişmiş ülkeler bu tehlikeyi gördü ve ortak fikir şu “Yakın zamanda kırsalda yeterli insan kalmayacağı ve gençlerin tarım yapmayacağı” bu gerçeği kabul ettiler ve bunun için tarım politikaları geliştirmeye başladı.
AB ülkeleri 1980 yılının ortalarından beri genç çiftçilere yardım yapıyor, proje geliştiren genç çiftçilere finansa ulaşma konusunda ciddi yardımlar yapıyor. Ülkemizde 2017 yılında başlandı.
AB bu yıl genç çiftçileri destekleme programı bütçesini 1 milyar Euro olarak belirledi. Fransa 75 milyon EURO olarak belirledi. AB de ortalama genç çiftçi başına düşen rakam 5 yıllık ortalamada 28000 Euro oldu. Ülkemiz ile kıyas edilemeyecek kadar yüksek rakamlar.
Amaç; kırsalda mevcut genç nüfusu orada tutmak olmalı ve bunun için tarım ve sosyal politikalar geliştirilmeli. Gençlerin finansa erişimi kolaylaştırılmalı Ziraat fakültesi öğrenci ve mezunlarına tarım konusunda start up projelerine destek verilmeli. Teknolojiyi benimsemiş ve çok iyi kullanan gençlerin bu yeteneklerini tarım sektöründe kullanmasına fırsat verilmeli.
Tarım küresel olarak daha rekabetçi aynı zamanda daha teknik ve teknolojiye dayalı bir hale geldikçe geleneksel yöntemlerle tarım yapan toplumlar geride kalıp izlemeye mahkum olur. Gençleri çiftçilik yapmaya yönelik sektörel planlar ve politikalar geliştirilmeli gerekirse bu konuda rehberlik ve birebir destekler verilmeli. Tarım liseleri tekrar gözden geçirilmeli ve seçilen öğrenciler tarım kökenli ailelerden seçilip bu konuda özel sektörün desteği alınıp tarım sektöründe kariyer inancı oluşturulmalı.
Gençlere tarımda kariyer vaadi gösterilmeli.
Gençler Tarımın prestijli ve yüksek kar marjları ile yapılan bir iş olduğuna inandırılmalı
Modern tarım ve teknoloji konusunda bilinçlendirilmeli.
Tarım sektörü, ekonomilerin bel kemiğidir ve sadece sağlıklı gıda üretiminde değil, aynı zamanda iklim değişikliği ile mücadelede ve çevrenin korunmasında rol oynamaktadır. Gençleri kırsalda tutma konusunda yapılacak uzun vadeli tarım politikaları ve sosyal düzenlemeler kırsalda istihdam yaratarak daha rekabetçi ve sürdürülebilir bir büyüme sağlayacaktır..
Sağlıklı toplum, sağlıklı gıda ile sağlıklı gıda, doğru tarım ile mümkündür..
Saygı ve muhabbetle