Murat Aydeniz 19.02.2021
ERG (Eğitim Reformu Girişimi) ‘Eğitim İzleme Raporu 2020: Eğitimin İçeriği’ adlı raporunu yayımladı. Raporda Pandemi sürecinde eğitime ulaşamayan öğrenciler, eğitimde fırsat eşitliği, öneri ve çözüm gibi pek çok araştırmaya yer verildi.
Raporun öne çıkan bölümlerinden biri de eğitimde fırsat eşitliği oldu. Metropollerdeki öğrencilerin imkânları ile taşradaki öğrencilerin çaresizliklerini masaya yatırırsak eğitimdeki iki uç arasındaki uçurumun ne kadar büyük olduğunu görebiliriz. Metropollerdeki öğrencilerin gerek kurs merkezlerinde gerekse özel derslerle açıklarını kapatmaya çalışması bir tarafta dururken, taşradaki öğrencilerin bu dönemde bir harf bile öğrenememeleri adalet mi?
Taşrada en büyük sorun internet altyapısının yetersizliğinden kaynaklanan erişim sıkıntısıdır. Bir de maddi imkânsızlıklar nedeni ile internet paketi alamayan taşralı ile metropollerdeki kenar mahalle öğrencilerimizi dikkatte alırsak öğrencilerin fırsat eşitliği hemen hemen yok hükmündedir. ayrıca Şanlıurfa’da yukarıda bahsettiğim sorunların dışında bir de velilerin duyarsızlığı bu uçurumu daha da derinleştirmektedir.
Şanlıurfa, internet erişiminde ülkemizde son sırada yer alırken konunun çözümü için herhangi bir önlemin alınıp alınmayacağı da meçhul… Bireylerin eğitim gereksinimini bir şekilde devlet karşılamalıdır. Mevcut eğitim sisteminin bu gereksinimi karşılayamadığı durumlarda çözümler geliştirerek, bireysel, bağımsız öğrenme veya kitle eğitiminin sağlanması konusunda devletimiz hemen acilen tedbirler almalıdır.
Özel okul öğrencilerinin bile internet altyapı sıkıntısı yaşadığı ilimizde uzaktan eğitim ne yazık ki sınıfta kalmıştır. Bunu defalarca yazmamıza rağmen önerilerimizi dikkate almayan yöneticiler önlem almamamın yanında sosyal mesafeyi ve hijyeni üst düzeyde tutan özel okulların bir nebze de olsun sorunu hafifletmelerini sağlamak yerine alınan kararlar ile bu okulları zor durumlara sokmuş bugün geldiğimiz noktada 1370 özel okulun kapanmasına neden olmuşlardır.
Bu da yetmezmiş gibi zaten Covid sürecinin getirdiği sonuçlar nedeniyle finansal açıdan zor durumda olan özel okullara verilen idari para cezaları ile onları daha da çıkmaza itmişlerdir. Bu okulların eğitimcilerinin moralini çökertmiş ve heyecanlarını yok etmişlerdir. Ayakta kalmaya çalışan kurumları da adeta kapama noktasına getirecek bu tür idari para cezalarını hak edecek ne yaptılar acaba? Atanamadığı nedenle ekmeğe muhtaç duruma düşmüş olan öğretmenlere çalışma imkanı sağlayıp istihdam oluşturan çocuklarımızı bilgiyle donatmaya çalışan bu kurumlar ve işletmecileri cezalandırılıyorlar mı? Biliyorsunuz ülkemizin olduğu gibi ilimizin de en büyük sorunu işsizliktir, bu kurumlar bu sorunun hafifletilmesine katkı sağlıyorlar.
Bu kurumlar Pandemi sürecinde eğitimden uzak kalan çocuklarımıza eğitim desteği veriyor. Konulan kurallar bu okulları adeta çökertmeye neden olunca işin içinden çıkamayan bu kurumlar ayakta kalabilmek adına bu kuralları esnetmeye yönelince de bu defa bu kurumlara baskın ve denetimler yapılarak orantısız meblağlarda cezalar ödemeye mahkûm edildiler. Çalışanlarının maaşları, kiraları, SGK primleri, vergi borçları vb. ödemeleri sorulmaz, sorgulanmaz iken cezalar da tuz biber oldu. 1370 okul çaresizce kapanma noktasına geldi sıra diğerlerinde…
Devlet özel okullara daha önce vermiş olduğu ancak şuan kesmiş olduğu teşvikleri tekrardan vererek bir nebze de olsun özel okullara nefes aldırabilir.
Konuyu ERG araştırmacısı Umay Aktaş Salman’ın şu cümlesi ile bitiriyorum.“Pandemiyle birlikte eğitimin sürdürülebilir yaşam için ne kadar kritik bir role sahip olduğu daha iyi anlaşıldı. Salgın, bildiğimiz anlamda okulun, okulda öğrenilen becerilerin daha fazla sorgulanması ve değişmesi gerekliliğini gösterdi” Eğitimin fırsat eşitliği için gerekli tedbirlerle yüz yüze eğitim başlatılmalıdır.
Murat Aydeniz 19.02.2021