Published
4 years agoon
By
urfagundem63Memet Aksakal
Türkiye’de işsizliğin en yaygın olduğu illerin başında gelen Urfa’da coronavirüs nedeni ile işsizlik ve yaygın olan yoksulluk daha da artmış durumda.
Şehirde işsizliği azaltmak için yatırım yapılmıyor, Büyükşehir ve merkez ilçe belediye başkanları Urfa’nın en büyük iki sorunu olan işsizlik ve yoksulluğu azaltmak için proje üretmek, yatırım yapılmasını sağlamak yerine hergün şehrin her tarafına kendi fotoğraflarını kullandıkları kocaman billboardlarla, şu kavşağı açtık, şuraya asfalt döktük, şu meydanı açacağız diye reklamlarını yapıyorlar. Yakın zamanda bazı yoksullara gıda kolisi dağıtımı bile belediye başkanının katıldığı bir törenle yapıldı.
Urfalılar işsizlik ve yoksulluğu kaderleri kabul etmiş gibi görünüyor, tüm il nüfusunun yüzde 25’i mevsimlik işçi olarak yılın büyük bölümünü Orta ve Batı Anadolu’da tarlalarda çalışarak ve tarlaların kenarlarına kurdukları derme çatma yapılarda, hijyenik olmayan ortamlarda yaşayarak geçiriyorlar.
Urfa’dan her yıl Nisan ayından başlayarak batıya giden mevsimlik işçi sayısı yaklaşık 500 bin civarıdır ve bunların 260 bini merkez ilçe Eyyübiye’den gitmektedir. Mevsimlik işçiler yaklaşık yedi ay tarlalarda çalıştıktan sonra Urfa’ya geri dönüyorlar ve kazandıkları iki kuruşla Nisan’a kadar geçinip Nisan’da tekrar tarlalarda çalışmak için göçe başlıyorlar.
Bu işçilerin çocukları da potansiyel mevsimlik işçi olarak yetişiyor çünkü mevsimlik işçiler ailece batıya çalışmaya gidiyor ve çocukları da beraberlerinde götürüyorlar. Nisan’da gidip Ekim sonu/Kasım başı döndükleri için çocuklar ilk okul eğitimini bile düzenli alamıyor, ilk okul’a hiç gitmeyen çocuk sayısı da çok yüksek.
Bu çocuklar geleceğin mevsimlik işçisi ya da inşaat işçisi olarak büyüyorlar ve yoksulluk, çaresizlik nesilden nesile böyle devam ediyor.
Bu durum aslında bir trajedidir ama yerel yöneticiler bu durumu görmezden gelmeyi tercih ediyor ve kocaman portlerini şehrin her tarafına asarak şu gün şu kavşağı açacağız, diyerek ne kadar iyiliksever olduklarını, halka ne kadar büyük hizmetler ettiklerini, göstermeye çalışıyorlar ve asfalt dökmek, kavşak açmak ve yılda bir iki kere tören düzenleyip yoksul halka birkaç yardım kolisi dağıtmakla görevlerini yerine getirdiklerini sanıyorlar.
Dünya’da Belediye başkanının katıldığı gösterişli bir törenle yoksullara yardım kolisi dağıtılan tek şehrin Urfa olduğunu yazmama gerek yok sanırım.
Sadece bir merkez ilçesinden 260 bin kişinin yoksulluktan mevsimlik işçi olduğu şehirde törenle dağıtılan birkaç yüz yardım kolisinin verileceği kişilerin nasıl seçildikleri, kolilerin kimlere verildiği konusuna hiç girmeyelim.
Ak parti hükümeti zaten Urfa’yı kolay oy deposu olarak görüyor ve Ak partili belediyeler birkaç yüz yardım kolisi dağıtırken o kolilere harcadıkları para kadar da düzenledikleri koli dağıtım törenlerine harcayarak halka ne büyük iyilikler yaptıklarını göstererek gelecek seçimleri kazanmayı da garantiye almak istiyorlar.
Urfa’da zaten büyük bir işsizlik ve yoksulluk yaşanırken hükümetin Suriyeli mültecileri Urfa’ya yönlendirmesi ile şehirdeki işsizlik ve yoksulluk daha da arttı. Urfa’da bulunan Suriyeliler, Urfa bölgesinden sınırı geçip Türkiye’ye gelmediler, bu mültecilerin bazıları önce Hatay, Gaziantep ve Kilis’ten Urfa’da kurulan kamplara gönderildiler sonra da kamplar kapatılarak il merkezine gönderildiler. Bazıları da direk Urfa’ya şehir merkezine yönlendirildiler. Mültecilerin az bir kısmı da başta Akçakale ve Harran ilçeleri olmak üzere ilçelere yerleştirildiler.
İstanbul, Hatay ve Gaziantep’ten sonra Türkiye’de en fazla Suriyeli mültecinin barındığı il, Urfa’dır.
Göç idaresinin rakamlarına göre Kasım 2020 itibari ile Urfa ilinde yaşayan Suriyeli mülteci sayısı 420 bin 401’dir. Bu tüm il nüfusunun %20.2’sine tekabül ediyor.
Hem Gaziantep hem Hatay’da hala mülteci kampları var ve bazı mülteciler kamplarda yaşıyor ama Urfa”da mülteci kampları kapatıldığı için tüm Suriyeli mülteciler il merkezinde ve ilçelerde yaşıyor.
Urfa merkeze yerleşen Suriyeliler şehrin değişik bölgelerine yerleşti ama belli bölgelerde yoğunluk oluştu, bazı bölgeler adeta Suriyeli mahallesine dönüştü. Suriyelilerin şehirlere yerleşmeye başladığı 2012 yılının ortalarından itibaren Suriye sınırına yakın olan şehirlerde yoğun bir konut talebi başladı ve sınıra yakın şehirlerde kiralar ikiye katlandı, yoğun konut talebi üzerine yoğun bir yapılaşma da başladı.
İlk olarak Hatay, Kilis sonra Gaziantep’te artan yeni inşaatlar, 2013’ten itibaren Urfa’da da yoğunlaşmaya başladı ve büyük çoğunluğu kiraya verilmek üzere inşa edilmiş çoğunluğu Suriyelilerin oturduğu bölgeler ortaya çıkmaya başladı.
Bu bölgelerden birisi de Urfa’nın güneyinde Akçakale yolunda bir kısmı Eyüpkent mahallesi bir kısmı da yenice mahallesinde kalan bölge. Bu bölge adeta rant sahasına dönüştü.
Buradaki binaların hemen hemen hepsi dört-beş katlı ve hemen hemen hepsi son dört-beş yıl içinde yapılmış ve hem dışarıdan hem içeriden bakınca çok kalitesiz yapılar olduğu görülüyor. Bu binaların dış cepheleri renkli mozik taşlarla süslenince göze hoş görünüyor ama o mozaik taşların arkasında kalitesiz bir yapı saklanıyor.
Urfa deprem bölgesi değil, deprem bölgesi olsa, Allah muhafaza bir deprem durumunda kim bilir neler yaşanırdı.
Bölgedeki caddelerdeki tüm dükkanların yarısı emlakçı-inşaatçı dükkanı, bazı binalarda yan yana üç-dört tane emlakçı-inşaat şirketi ofisi var, düzlükte yer kalmayınca yukarıdaki tepelere doğu inşaatlar yayılmış durumda, dere tepe demeden her yere kalitesiz inşaatların yapımı devam ediyor.
Şanlıurfa’daki Suriyeliler arasında işsizlik çok yaygın, gençlerin yarısından fazlası çalışmıyor. Kendi iş yerleri olmayan Suriyeliler, ya Suriyelilerin işyerlerinde çalışıyor ya da yerli halkın işlettiği cafe ve lokanta gibi yerlerde çalışıyorlar. Şanlıurfa’da Suriyelilere verilen maaş yapılan işe göre 1000 ile 2000 TL arasında değişiyor, 2000 TL iyi maaş sayılıyor.
Parası olan Suriyeliler zamanında İstanbul, Mersin gibi illere gittiler, Urfa’da kalan Suriyelilerin çok büyük çoğunluğu yoksul insanlar. İşsizlik ve yoksulluğun zaten yüksek olduğu Urfa’da, Suriyelilerin şehirlere yerleşmesi ile işsizlik ve yoksulluk çok daha arttı.
Coronavirüs tedbirleri nedeni ile lokantaların sadece paket servis yapabilmeleri ve cafe, kahvehane gibi işyerlerinin kapanması Urfa’da yerel halkın yanında şehirde yaşayan birçok Suriyelinin de işsiz kalmasına neden oldu ve zaten Suriyeliler arasında yüksek olan işsizlik oranı daha da yükseldi, birçok aile ciddi maddi sıkıntılar yaşamaya başladı.
İdlib’de yüz binlerce mültecinin yardıma ihtiyacı olması nedeni ile Türkiye’deki STK’lar da artık İdlib’e yardıma öncelik verdiğinden Türkiye’de şehirlerde yaşayan mültecilere pek fazla yardım gitmiyor.
Urfa’da işsizlik ve yoksulluğun sonucu olarak sokakta çöpten kağıt-plastik toplayan çocuk ve kadınların sayısı da arttı. Diğer şehirlerden farklı olarak Urfa’da çöpten kağıt-plastik toplayanların içinde çok az yetişkin erkek var. Çöpten kağıt-plastik toplayanların çok büyük çoğunluğunu çocuklar oluşturuyor geriye kalan kısmı da kadınlardan oluşuyor. Bazı kadınlar, küçük çocuklarını da çöpten topladıkları şeyleri koydukları arabanın bir yanına koyup yanlarında taşıyorlar.
Bu günlerde Urfa sokaklarında dolaşırsanız, merkezi yerlerde her yerde büyük bilboardlarda Belediye başkanının kocaman fotoğrafları ile “Kızılay Meydanını açıyoruz” reklamını görürsünüz. Belediye başkanı’nın fotoğrafları ve o reklamlara harcanan para ile kim bilir kaç yüz sokakta çalışan çocuk eğitime kazandırılrıdı, kaç çöp toplayan çocuklu kadın o eziyetten kurtulurdu.